AİLE ANAYASASI

İşletmeler, kazanç elde etmek için kurulan organizasyonlardır. İşletmenin kurucuları kar elde etmek, büyümek, işletmenin sürekliliğini sağlayarak kendilerinden sonra geleceklere sermaye yapısı güçlü, marka değeri yüksek bir işletme bırakmak için çaba harcarlar. Genellikle aile şirketi olarak kurulan bu işletmeler, ekonominin itici gücünü ve dinamik yapısını da oluşturmaktadır.

Canlılar nasıl ki doğar, büyür ve ölür ise, İşletmeler de kurulur, gelişir, büyür ve varlıkları sona erer. Önemli olan varlığının devamını uzun süre sağlayıp, koruyabilmektir. İşte tamda bu konuda yöneticilere büyük görevler düşmektedir. Eğer yöneticiler; yönetim görevlerini yerine getirirlerken dikkatli ve temkinli olup, gerekli önlemleri zamanında alırlar, basiretli bir iş adamı gibi hareket ederek ihtiyatlı davranırlarsa işletmelerin ömrü uzun olmaktadır.

İşletmelerin varlığının sona ermesinde önemli rolü olan ana etkenler şunlardır.

  • Ortaklar ve ortakların aileleri arasındaki ilişkilerden dolayı yaşanan sorunlar ve giderilemeyen uyumsuzluklar.
  • Büyüyüp gelişmek amacı ile çok iyi fizibilite ve piyasa analizi yapılmadan girişilen ve genellikle zarar edilen yeni yatırımlar.
  • Öz sermayenin yeterli gelmediği durumlarda, kontrolsüz kredi kullanımı ve kredi kullanımındaki yanlış kararlar.

Küçük işletmeler ve aile işletmeleri iyi yönetilmediği durumda çok ciddi sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır. Sorunlar işletmenin büyümesine paralel olarak gelişmekte olup, erken önlem alınmadığı durumlarda şirketin batmasına, faaliyetlerinin sona ermesine kadar giden olumsuz sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Aile içi anlaşmazlıkların ve tartışmaların gün geçtikçe büyüdüğünde, kişisel harcamaların artarak devam ettiğinde, işletmenin kasasının ortakların ve çocuklarının günlük kullanımından arındırılamadığında, şirket yönetimine ikinci nesil’ in dahil olmaya başladığında, işletme için tehlike çanları da çalmaya başlamış demektir. Mümkünse bu duruma gelmeden, değilse bu duruma gelince bile yapılması gereken en doğru karar aile şirketleri için “aile anayasasının” hazırlanmasıdır. Bu anayasa “her işletmeye lazım” olan, kişilerin söylemeyi isteyip söyleyemediklerini, düşünüp de yapamadıklarını, anlatan ve yaptırım gücü olan bir sözleşme olacaktır.

Aile Anayasası: Aile fertleri arasında ciddi sıkıntılara yol açabilecek ve aile şirketlerinin sürekliliğini etkileyebilecek temel konuların, ilgili bütün aile fertleriyle bir araya gelinerek tartışma neticesinde üzerinde konsensüs sağlanarak belirlenen temel ilkeleri ihtiva eden yazılı bir metindir.

İşin ve ailenin giderek genişlemesi, ikinci kuşağın işin içine girmesi, eşlerin müdahaleleri ve benzeri konulardaki uygulamaları kapsayan böyle bir yazılı metnin bulunması, aile üyelerini rahatlatacak; çıkması muhtemel çatışma ve huzursuzlukların önüne geçilmiş olacaktır.

Aile şirketlerini bir arada tutan çimento; aile anayasalarıdır. Aile anayasaları ilke olarak, kurucu nesiller sağken yapılmalıdır. Her işletme kendi ihtiyacı ve kültürüne göre anayasa oluşturmalıdır. Aile anayasası, ailenin ve işletmenin özelliklerine uygun olmalıdır.

Aile Anayasası;

  • Aile şirketinin-işletmesinin kurumsal yapısının oluşturulması için alt yapı oluşturur.
  • Şirket ortaklığı ile şirket yöneticiliği kavramlarını birbirinden ayırır.
  • Aile üyelerinden herhangi bir kişinin şirket yönetimine geçişi için gerekli şartları ortaya koyar.
  • Aile ve şirket içi iletişim sorunlarını giderir.
  • Aile bireyleri arasındaki kişisel ilişkileri düzenler.
  • Aile içi kararların alınması için sistem oluşturur.
  • Aileye mevcut durum için ve gelecekteki işlerin işleyişi için kolaylık sağlar.